Nazlı Akyüz

Nazlı Akyüz genç bir siyaset bilimci, akademisyen ve meclis üyesidir. Sussex Üniversitesi’nde Küresel Politik Ekonomi alanında yüksek lisans yapmış olan Akyüz, doktora çalışmasını sürdürmekte; tezinde sivil toplum, çevre aktivizmi ve toplumsal hareketler konularını ele almaktadır.

Sosyal adaletin, eşitliğin ve katılımcı demokrasinin kararlı bir savunucusu olan Akyüz, 2023 Türkiye Genel Seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı olmuştur. 2024 Yerel Seçimleri sonucunda hem Kağıthane Belediye Meclisi Üyesi hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Üyesi olarak seçilmiş ve aktif siyaset yaşamına yerel düzeyde katkı sunmaya devam etmektedir.

İBB’de Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak görev yapmakta; İstanbul’un uluslararası ilişkiler, kentsel diplomasi ve Avrupa Birliği uyum politikaları konularında stratejik adımlar atmasına katkı sağlamaktadır.

Akyüz aynı zamanda Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) Yönetim Kurulu Üyesi ve CHP İngiltere Yüksek Danışma Kurulu Üyesidir. Akademik bilgi birikimi ve toplumsal duyarlılığıyla hem akademi hem de siyaset dünyasında etkin bir rol oynamaktadır.

iletisim@nazliakyuz.com



Ekonomiden Diplomasiye: Hindistan - Türkiye / 21.05.2025

Hindistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler, son dönemde giderek gerilen diplomatik zeminle birlikte yeni bir kırılma noktasına ulaştı. Hindistan genelinde 13 milyon bakkal ve perakendeciye ürün dağıtımı sağlayan All India Consumer Products Distributors Federation (AICPDF), Türkiye menşeli gıda ve kozmetik ürünlerine “süresiz ve tam bir boykot” kararı aldığını açıkladı. Bu karar, yalnızca iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler açısından değil, aynı zamanda bölgesel güç dengeleri ve diplomatik semboller bakımından da dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Boykot kararının Türkiye ekonomisi üzerindeki doğrudan etkisi büyük ölçekte olmasa da, sembolik ve sektörel düzeyde ciddi yansımaları olabilir. Özellikle Türk menşeli kozmetik ve gıda markaları Hindistan’da artan bir pazar payına sahipken, bu ürünlerin raflardan kaldırılmasıyla 234 milyon dolarlık ticaret hacminin askıya alınması bekleniyor.
Bununla birlikte, Hindistan’ın önde gelen çevrimiçi perakende platformları olan Flipkart ve Reliance Digital, Türk moda ve tekstil markaları Trendyol, LC Waikiki, Koton ve Mavi’yi platformlarından tamamen çıkardı. Bu hamle, Türk hazır giyim sektörünün Hindistan’daki genç ve orta sınıf tüketici nezdindeki erişimini bir anda ortadan kaldırdı.
Ekonomik yaptırımlar sadece perakende ile sınırlı değil. Flipkart gibi dijital platformlar Türkiye’ye yönelik uçuş ve tatil rezervasyonlarını askıya alırken, havacılık alanında faaliyet gösteren Türk şirketi Çelebi Yer Hizmetleri’ninHindistan’daki güvenlik izni iptal edildi. Bu, Hindistan hükümetinin Türk yatırımlarına yönelik sistematik bir geri çekilme stratejisi izlediğini gösteriyor.
5 Hindistan üniversitesi, Türkiye ile olan akademik iş birliklerini askıya aldı. Bu karar, yalnızca eğitim alanındaki bağların koparılması anlamına gelmiyor; aynı zamanda yumuşak güce ve kültürel diplomasiye indirilen bir darbe niteliği taşıyor.
En dikkat çekici gelişmelerden biri ise Türkiye'nin Yeni Delhi Büyükelçisi Ali Murat Ersoy’un 15 Mayıs’ta Hindistan Cumhurbaşkanı’na güven mektubunu sunması beklenen törenin “süresiz ertelenmesi” oldu. Bu, diplomatik protokolde oldukça sert bir tutum olarak yorumlanıyor. Hindistan, böylelikle Türkiye'ye açık bir şekilde siyasi hoşnutsuzluk sinyali veriyor.
Tüm bu gelişmelerin arka planında, Türkiye'nin son dönemde Güney Asya politikalarında ve özellikle Filistin meselesindeki tutumunda Hindistan’ın izlediği çizgiyle çelişen açıklamaları ve pozisyonları etkili olmuş olabilir. Türkiye'nin küresel ölçekte İslam dünyasının sözcüsü gibi davranan söylemleri, Hindistan'daki Hindu milliyetçisi çevrelerde uzun süredir rahatsızlık yaratıyordu. Aynı zamanda, Hindistan’ın İsrail ile olan stratejik ittifakı, Türkiye’nin Filistin konusundaki sert çıkışlarıyla doğrudan karşı karşıya geliyor.
Bu boykotun süresi, derinliği ve başka alanlara yayılıp yayılmayacağı, önümüzdeki dönemde iki ülkenin diplomatik adımlarına göre şekillenecek. Türkiye'nin Hindistan’daki ekonomik varlığı sınırlı olsa da, bu tür krizler Türk dış politikasının daha temkinli, çok katmanlı bir diplomasi izlemesini zorunlu kılabilir. Aynı şekilde Hindistan, Türkiye gibi bölgesel bir aktörle ilişkilerini tamamen koparmak istemeyecektir; ancak mevcut sertleşme, yeni bir diplomatik normalin habercisi olabilir.

Yorum Yazın

Mail adresiniz gizli tutulur.

Yorumlar